Zaman Seni Bana Getirmedi İşte
Zaman yine nasıl geçiyor ve ben yine ağlıyorum kendi yalnızlığımda ,kimseler bilmiyor içimdeki seni ve bendeki bu çetrefilli aşkın kar kokusunu.Bir ben mi kalmıştım takvimlerden düşmeyen ve hep geçmişe aldanan,bir ben mi kalmıştım kaskavruk hatıralar arkasında matemli denize bakan..Yine yolların kenarında koşturmaktan yorulmuş bu beden.Ellerim titrer olmuş artık öfkeden ,kızgınlıktan ve sana olan nefretimden.Bak tutmuyor şimdi ellerim, zor yazıyor bu satırları..Keşke beni anlayacak ve yanımda olacak birisi olsaydı.Ama bu kişi ne senin gibi olacak ne de senin gibi saçmalıklara tutsak olacak..Bu kişi,sevdiğine sahip çıkacak,yüreğiyle sevip yüreğiyle konuşacak..Ne yazık ki bu talihsiz kadın yine hak ettiğini alamayacak.Vakitsiz gelen sonbaharlar gibi her şeyi geride bıraktıracak,dipsiz kuyular şenlenemeyecek.Tiz bir çığlık yükselecek ufuklardan daha da ötelere ve anlayacak o kadın hiçbir şeyin gerçekliğe sahip olmadığını,her şeyin sahte olduğunu.Anlatılmayacak kimseye yaşananlar ve duygu yüklü gösterişler bir daha parıldamayacak akşamlarda körpe körpe. Ben, yalnızlığın en sıkı dostu. Demeyin bana yalnızlığın dostu olmaz diye,ben olmadan yalnızlık nasıl olur?Onu biçimlendiren,benim sevdasızlığım.
Anlatması o kadar zor ki içten içe yanmasını….Aralarda yapılan ve gözden kaçan çarpıklıklar da olmasa kimse fark etmeyecekti onu.Bir bütün halinde dolaşmak yerine hep yarım geziyordu etrafta.Bir sıcak yüz bulabilmek için o kadar çaba sarf ediyordu ki ama gelin görün ki sonuç alamıyordu.Bir kadın bu kadar mahcup,zayıf,değersiz hissedebilir miydi acaba kendisini?Her şey üstüne üstüne gelmiş,geçen zaman bir türlü kendisini tamamlamaya yetmemişti.Çaresizlik dedikleri bu olsa gerek,o hiçbir zaman eskisi gibi olamamıştı.Üzerine yapışan yalnızlığa inat gülümsemesini bilmişti ama zaman dedikleri şey,gülümseyişini bir kağıt gibi buruşturmuştu.Yüzüne bakılacak hali yoktu.Tüm yaşadıklarını bir bir gözden geçirdiğinde,tozlanmış resimlerle karşılaşıyordu.Kimilerini unutmuştu ama kimileriniyse unutamamıştı.Hak edilen yine verilmemişti ve o yine yalnızdı.
Bitiriyorum derken yine başlıyor, ardımdan geliyor geçmişim ve ben sarsılarak yürüyorum geleceğimin üzerinde. Tutunduğum ipler bazen onu bazen bir başkasını hatırlatırken yüreğimden neler geçiyor o sırada ben bile kestiremiyorum. Her şeyin üstesinden gelebileceğimi düşünürken bazı ayrıntıları atlamışım sanırım; zaman gibi, alışılmaya mecbur bırakılmış kareler gibi ben de alışmış olmalıyım yalnızlığıma. Yine kimseler anlamayacak ve ağlatacak beni bütün resimler. Anlayacağım işte o vakit senin benden çoktan gittiğini.
|